Jeff Bezos ve Washington Post krizi: Yanlış stratejiyle dev güven kaybı

Bilhassa son devirde, bu vaatlerin bir kısmının boşa çıktığına dair tenkitler giderek arttı. Bezos’un, Post’un bağımsızlık çizgisinden sapmasına neden olan idare anlayışı ve Trump’a karşı gösterdiği yumuşak hal, onu bu alandaki en büyük yanlışlarından birine sürükledi.

BEZOS’UN BİRİNCİ YILLARDAKİ KARARLILIĞI VE SONRASI
Jeff Bezos, Post’u devraldıktan sonra gazeteye finansal dayanak sağladı, dijital dönüşümü hızlandırdı ve gazetecilik standartlarını yükseltmek için önemli yatırımlar yaptı. Birinci periyotlarda gazetenin Trump idaresi tarafından baskıya maruz kalmasına karşın geri adım atmadı. Lakin vakitle bu sert duruşunun yerini beklenmedik bir ahenk süreci aldı. Bilhassa Trump’ın tekrar sahneye çıkmasıyla birlikte, Bezos’un kararları gazeteye olan itimadı sarstı.

TRUMP’I MUTLU ETME ÇABALARI
Son periyotta, Bezos’un Trump idaresiyle ortasını düzeltmek için attığı adımlar epey dikkat cazibeli: Başkanlık seçiminden 11 gün evvel Post’un Kamala Harris’i destekleyen başyazısını iptal etmesi, klâsik başkanlık onaylarını sonlandırması ve Trump’ın seçim zaferini kutlayan yumuşak bir bildiri paylaşması, Post’un bağımsız kimliğine gölge düşürdü. Bezos ayrıyeten Trump’ın yemin merasimine katılarak sahnede yer aldı ve Amazon’un Trump’ın misyona başlama fonuna 1 milyon dolar bağış yapmasını sağladı.

Bu ataklar, Bezos’un, Post’un gazetecilik çizgisinden fazla kendi iş çıkarlarını öncelediğine dair güçlü bir algı yarattı. Bilhassa, Amazon’un büyük bir kısmını oluşturan Amazon Web Services’ın (AWS), Trump idaresinin vereceği devlet takviyelerinden etkilenme mümkünlüğü, Bezos’un neden bu türlü bir geri adım attığını açıklıyor olabilir. Lakin bu atak, Post’un Demokrasi Karanlıkta Ölür sloganına muhalif bir tablo ortaya koydu.

BAĞIMSIZ GAZETECİLİKTEN İDEOLOJİK FİLTRELEMEYE
Post’un editoryal bağımsızlığına müdahale ettiği argümanları, Bezos’un gazete idaresine direkt dahil olmasıyla daha da güçlendi. Görüş sayfasının yönlendirilmesi, yazı işleri editörüne yapılan baskılar ve ferdî özgürlükler ile özgür piyasa kavramlarına uyumlu olmayan görüşlerin sansürlenmesi, gazetecilik etiği açısından önemli bir sorun teşkil etti. Post’un uzun yıllardır savunduğu çeşitli fikirlerin özgürce tabir edilmesi anlayışı, Bezos’un son periyottaki müdahaleleriyle sekteye uğradı.

Özellikle, editöryal takımın şeffaflık taleplerine cevap verilmemesi ve Bezos’un talimatlarının neyi hedeflediğinin net olarak açıklanmaması, gazetede bir belirsizlik ortamı yarattı. Bu durum, Post’un kıymetli köşe müelliflerinin ve tecrübeli gazetecilerinin ayrılmasına neden oldu.

ABONE VE PRESTİJ KAYBI

Bezos’un bu taraf değişimi, yalnızca gazete içindeki huzursuzluğu artırmakla kalmadı, okuyucu itimadını de sarstı. Yüz binlerce okuyucu, Post’un tarafsız habercilik çizgisinden uzaklaştığını düşündüğü için aboneliklerini iptal etti. Post’un uzun müddettir savunduğu eleştirel ve yiğit gazetecilik, yerini ekonomik ve politik telaşlarla şekillenen bir yayın siyasetine bıraktı.

BEZOS’UN EN BÜYÜK HATASI
Bezos, Washington Post’u satın aldığında, kendisinin bir medya işvereni olarak gazeteye müdahale etmeyeceğini ve bağımsız gazeteciliğe tam dayanak vereceğini söylemişti. Fakat vakit içerisinde ekonomik çıkarlarını gazetecilik prensiplerinin önüne koydu ve bu, onun medya dalındaki en büyük kusurlarından biri olarak kayda geçti.

POST İÇİN GÜÇ BİR GELECEK
Bezos’un kendi çıkarları ve medya etiği ortasında sıkışmış idare üslubu, Washington Post’un geleceği için önemli bir tehdit oluşturuyor. Gazetenin bağımsızlık ve eleştirel gazetecilik anlayışına ne kadar bağlı kalacağı, Bezos’un iş dünyasındaki durumu ile gazetecilik unsurları ortasında nasıl bir istikrar kuracağına bağlı olacak. Şayet Bezos, Post’un geleceğini nitekim teminat altına almak istiyorsa, gazetecilere tam bağımsızlık tanımalı ve medya kuruluşunun ekonomik ya da politik çıkarlarla yönlendirilmesine müsaade vermemelidir. Aksi takdirde, Washington Post’un bağımsız bir haber kaynağı olarak güvenilirliği büsbütün sarsılabilir.